Kedi ve Köpeklerde Katarakt
Katarakt, gözün içindeki lensin saydamlığını kaybetmesi ve görmeyi bir perde gibi engellemesi. Kedi ve köpeklerdeki katarakt da tıpki insandakine benzer nedenlerle gelişiyor.
Kedi ve köpeklerde hayatın 6-8 haftasından önce mevcut olan katarakt “doğuştan katarakt” adı veriliyor. Sekiz haftadan sonra gelişen katarakta “juvenil katarakt”, ileri yaşlarda izlenen katarakta ise “senil katarakt” deniyor. Katarakt radyasyona, besin zehirlenmelerine, kazalara ve kalıtıma bağlı olarak da izlenebiliyor.
Kalıtımsal katarakt; İngiliz Cocker, Golden ve Labrador retriever’da doğuştan, Afgan tazısı ve Alman çoban köpeğinde ise gençlik döneminde izleniyor. Atlarda ise Morgan atı dışında kalıtımsal katarakt görülmüyor.
Bazı göz hastalıklarına ve genel hastalıklara bağlı olarak da katarakt izleniyor. Şeker hastalığı bunlardan biri.
Kataraktın tek tedavisi insanda olduğu gibi sadece ameliyat. Kedi, köpek ve atlarda katarakt ameliyatı sıklıkla uygulanıyor. Fakoemülsifikasyon denen güncel ameliyat tekniği ile kataraktlı lens alınıp, yerine yapay bir mercek konuyor.
Katarakt ameliyatı sonrası 2-4 ay kadar göz damlaları kullanılıyor. İlk 5 gün koruyucu yaka takılıyor. Köpekler ilk 5 gün çok az dışarı çıkartılabiliyor, kedilerinise evde tutulması gerekiyor. Atlarda ameliyat sonrası ciddi komplikasyonlar (sorunlar) izlenebiliyor. Bunlar arasında göz tansiyonu, gözün mikrop kapması ve sönerek küçülmesi (fitizis bulbi) yer alıyor.
Kataraktın önlenmesinde yapılabilecek tek şey, kalıtımsal kataraktı olan hayvanların üremesinin engellenmesi. Kimi köpek türlerinde kalıtımsal kataraktın erken tespiti için bir genetik test de mevcut.